Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Medeniyet Araştırmaları Merkezi (MEDAM) yapımcılığı ve yürütücülüğünde, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) ve Bahçeşehir Kıbrıs Üniversitesi iş birliğiyle gerçekleştirilen “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne Giden Yol” isimli belgeselin lansmanı, Lefkoşa’daki Concorde Tower Hotel’de gerçekleştirildi.
Tanıtım toplantısına, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı temsilen TBMM Lideri Prof. Dr. Mustafa Şentop, KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Abdullah Eren, Kuzey Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Kumandanı Tümgeneral Sezai Öztürk, Güvenlik Kuvvetleri Kumandanı Güçlü Topaloğlu, Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları (BUEK) İcra Kurulu Lideri Hüseyin Yücel, Bahçeşehir Kıbrıs Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Eral Osmanlar, Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şirin Karadeniz, Bahçeşehir Kıbrıs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Toycan, KKTC Bakanları, her iki ülkeden bürokratlar, BAU MEDAM Yöneticisi Ağah Karlıağa ile akademisyenler ve vatandaşlar katıldı.
“GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE IŞIK TUTACAKTIR”
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yarın (15 Kasım) kutlanacak 39’uncu kuruluş yıl dönümü öncesi gerçekleştirilen lansmanın açılış konuşmasını yapan Bahçeşehir Kıbrıs Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Eral Osmanlar, “Şahsım ve kurumum ismine, üç gün evvel Semerkant da düzenlenen 9. Türk Devletleri Teşkilatı Devlet Liderleri Doruğunda, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin gözlemci üye statüsünü almasını sağlayan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan beyefendiye şükranlarımızı iletmesini Sayın Meclis Başkanımız Mustafa Şentop beyefendiden istirham ediyoruz. Kıbrıs Türkü’nün, yani bizlerin ulu hürriyet gayretini anlatan belgeselimizi bugün izleyiciyle buluşturmanın heyecanını yaşıyoruz. Biliyoruz ki biz öykümüzü yanlışsız anlatmazsak birilerinin taraflı tarih anlatımına maruz kalacağız. Şayet biz kahramanlarımızı yaşatmazsak yarın çocuklarımız tarihi gerçekleri yanlış yerlerde arayacak. İşte bu şuurla Bahçeşehir Kıbrıs Üniversitesi ailesi olarak kahramanlarımızın yazdığı destanı bugüne ve yarınlara taşımak istedik. Biz, on yıllarca Rum mezalimine korkusuzca direnen; can vermiş, kan vermiş lakin hürriyetinden vazgeçmeyenleriz. KKTC, meclisteki tüm tarafların ortak mutabakatıyla; Kıbrıs Türk Halkı’nın yediden yetmişe dayanağıyla ve bağımsızlık aşkıyla kurulmuştur. Geçmişte bu kadar acı ve fedakarlık varken, bugün bizlerin yapması gereken, bu cennet vatanımıza ve 15 Kasım 1983 yılında kurulan Cumhuriyetimize sahip çıkmak ve onu yüceltmektir. Lansmanını yaptığımız belgesel de bu gayeyle hazırlanmış olup geçmişten günümüze ışık tutacak ve ölümsüz bir eser olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne kadar giden yolu anlatacaktır” dedi.
“ACILARI UNUTTURMAYACAĞIZ”
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Abdullah Eren de, “Kurum olarak dünyanın dört bir tarafındaki soydaşlarımıza hizmet ediyoruz. Bizim millet olarak bir özelliğimiz var, yaşadığımız acıları unutuyor, hatırlamak istemiyoruz. Belgeselde üç gayemiz var, birincisi yaşadığımız acıları unutturmamak. İkincisi bu sıkıntıyı dünyaya anlatmak. Üçüncüsü ise yeni yollar aramak zorundayız. Kıbrıs’ın gözlemci statüsü kazanması da yeni bir yoldur. Bu mevzuda herkes üzerine düşeni yapacak. Bundan sonra bizde, Türk topluluklarıyla Kıbrıs’ın ilgisinde üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmeye devam edeceğiz. Türk topluluklarının Kıbrıs’ı çok daha yeterli bilmesi ve tanıması bizim için çok kıymetli. Bu çalışmaları yapmalıyız ki, Cengiz Topel, Rauf Denktaş üzere adanın bağımsızlığı için emek veren birçok kişinin ne uğruna öldüğünü başka Türk toplumlarına anlatmış olalım” diye konuştu.
“ÖĞRETİCİ VE KALICI BİR EĞİTİM MALZEMESİ OLACAKTIR”
Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şirin Karadeniz ise, “Belgeseldeki en temel maksadımız, Kıbrıs’ta yaşanan siyasal ve toplumsal sorunun ayrıntılarına inerek KKTC’nin yapay ya da vassal bir devlet olmadığını ortaya koyarak Kıbrıslı Türklerin haklı uğraşlarını açıklığa kavuşturmaktır. Türklerin her vakit adada uzlaşmaya ve barışa en yakın olan taraf olarak her seferinde zeytin kısmını uzattığının kavranmasını ve Türkiye’nin uzun vadeli planlarında Kıbrıs’ın ehemmiyeti ve yeri hakkında bilgi sahibi olunmasını sağlamaktır. Bu bağlamda, bilhassa gençlerin tarihî perspektif içerisinde Kıbrıs sıkıntısının gelişim sürecini, hangi cins maniler ile karşılaşıldığını, ne bedeller ödendiğini özümsemeleri ve Kıbrıs Türkü’nün haklı davasını içselleştirmeleri kaçınılmaz bir gerekliliktir. Hazırlanan belgeselin bundan sonraki jenerasyonlar için öğretici ve kalıcı bir eğitim gereci olması bizler için değer arz etmektedir. Bilhassa ortaöğretim ve üniversite seviyesindeki derslerimizde bir eğitim malzemesi olarak kullanılmasından memnunluk duyarız” sözlerini kullandı.
“KIBRIS HEM YAR, HEM DE YARADIR”
İstanbul Taksim’deki saldırıyı kınayarak konuşmasına başlayan TBMM Lideri Prof. Dr. Mustafa Şentop ise “Kıbrıs bizim için hem bir yar hem de bir yaradır. Kıbrıs bizde Kanlı Noel’in, Şehit Pilot Cengiz Topel’in, Binbaşı Nihat’ın saf ailesinin ve birçok vatan evladının acı yarasıdır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne giden yolun ne kadar engebeli ne kadar dolambaçlı olduğunu hepimiz çok âlâ biliyoruz.
Bu devletin ve halkının bugünlere gelmesinde nasıl kan, gözyaşı ve alın teri döküldüğünü de biliyoruz. Kıbrıs Türkünün uğraşı ve tarih bunu bize tekraren göstermiştir ki; Türk Milleti esaret altında yaşayamaz, bağımsızlığından ve vatanından asla vazgeçemez.
Dünya bunu Kıbrıs Türkünün onurlu duruşuyla bir kere daha, çok yakından görmüştür. Hamdolsun ki bu topraklarda sancak yere düşmemiş, ezan sesi dinmemiştir. Kıbrıslı kardeşlerimiz tahlil için her türlü uğraşı gösterdi ve ortaya daima güçlü bir irade koydu. Rum tarafının ve Yunanistan’ın adımı ise uzatılan barış elini itmek oldu. İstikrarı ve iş birliğini baltalamak oldu. Eşitlik temelinde bir tahlili reddetmek oldu. Türkün hakkını hiçe saymak oldu. Tahlil yolunu daima tıkadılar. Zira tahlili samimi olarak asla istemediler. Kıbrıs Türk halkı; şehitlerinin kanıyla, canıyla, hayatıyla bedel ödemiştir ve her bir ferdinin fedakârlığıyla kurduğu bu devletten de asla vazgeçmeyecektir. Türk halkı Kıbrıs’ta azınlık olmayı, haklarından vazgeçmeyi yahut Rum tarafının tahakkümü altına girmeyi asla ve asla, hiçbir halde bir lahza bile olsun kabul etmedi, etmez ve etmeyecektir” dedi.
“MİLLİ ŞUUR VE BİRLİĞİN GÜÇLENMESİ İSMİNE ÖNEMLİ BİR ÇALIŞMA”
TBMM Başkanı Şentop, sözlerinin devamında, “Kıbrıs’ta tahlil lakin eşit ve hükümran iki devlet ile mümkün olacaktır. Bu yoldan dönmeyeceğiz. Ada’nın asli ögesi olan Kıbrıs Türkü’nün kendi vatanında azınlık yapılmasına hiçbir vakit müsaade vermeyeceğiz. Kıbrıs Türk halkının Kıbrıslı Rumlar kadar hükümran eşit olduğunu tüm dünyaya kabul ettireceğiz. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da birçok farklı platformda tekrarla altını çizdiği üzere artık bizim için Kuzey Kıbrıs, Güney Kıbrıs yoktur, yalnızca ve yalnızca bağımsız, eşit ve hâkim devletler vardır. Bu noktada, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Türk Devletleri Teşkilatı’nda gözlemci üye statüsü elde etmesi, anayasal ismiyle milletlerarası bir teşkilatın modülü olması haklı davamızda muzafferiyetimiz için milat niteliğinde bir basamağın geçilmesi manasına geliyor. Bu karar bizim Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması için sürdürdüğümüz çalışmalarımızda motivasyonumuzu arttıracaktır. Artık Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ismine Ada’nın gerçekliklerini izah eden Türk Milletinin her bir ferdi daha güçlü, daha yüksek sesle ve daha özgüvenli bir biçimde konuşacaktır. Ayrıyeten, herkes şu gerçeği de açık bir biçimde bilmeli ve her daim hatırlamalıdır ki Kıbrıs davasının sahibi Türk milletinin tamamıdır, Türk milletinin her bir ferdidir. Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti’ne Giden Yol belgeselini; Kıbrıs Türkü’nün ulusal şuurunun ve birliğinin daha da güçlenmesi bağlamında kıymetli bir çalışma olarak addediyorum. Bugün birlikte lansmanını yaptığımız “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine Giden Yol” üzere sinemaların, bilhassa gelişen teknolojiden, toplumsal medyadaki yeniliklerden faydalanılarak hazırlanacak projelerin, gayretlerimizde bize çok büyük takviye olacağına inanıyorum” diye konuştu.
“KUTSAL UĞRAŞIMIZA KATKININ İFADESİDİR”
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ise, adada geçmişten bugüne gelinen süreci ve yaşananları anlatarak, “Bizler için değerli olan birlik ve beraberlik içerisinde bu kadim kutsal davamızda Kıbrıs’a sahip çıkmak. Kıbrıs’ta artık bir mutabakat yapılacaksa iki hâkim, eşit devletin mutabakatıyla olacaktır. Mehmetçiğin adaya çıkmasıyla artık eskiye dönüş olamayacağını herkes bilmelidir. Haklılığımızı tabir eden bu türlü bir belgeselin hazırlanması da, bu kutsal gayretimize olan katkının bir ifadesidir” sözlerini kullandı.
KIBRIS SORUNUNU TARAFSIZ KAMUOYUNA SUNUYOR
KKTC’nin bugüne kadar geçirdiği siyasal, toplumsal, ekonomik ve askeri süreçleri memleketler arası kamuoyuna objektif bir biçimde anlatmayı amaçlayan belgesel sinema, her biri 35 dakika olan iki kısmıyla, “Milli Dava” niteliğindeki Kıbrıs Sıkıntısını masaya yatırıyor. Genel bir anlatımın yanı sıra bahsin uzmanları ile yapılmış olan röportaj çekimleriyle kamuoyunun bu süreç hakkında hem bilgilendirilmesi hem de şahsî kıssaların kesimi olması sağlanacak. Belgesel ayrıyeten, Antik periyottan itibaren Kıbrıs’a yerleşen kültürlerin katkılarını ortaya koymayı, Kıbrıs Sorunu ve Kıbrıs Türk halkının yaşadıkları hakkında güçlü ve objektif bir tarihî data tabanı sunmayı, adanın resmi siyasal bir güç ve devlet olarak dünya memleketler arası platformunda tanınmasına katkıda bulunmayı ve Kıbrıs Türklerinin gayretleri hakkındaki yanlış algıları olumlu istikamette değiştirmeyi amaçlıyor. Çekimleri, Maraş, Girne, Gazi Mağusa, Lefkoşa, Lefke, Karpaz Yarımadası üzere yerlerde gerçekleştirilen belgesel, Kıbrıs Türklerinin hayatlarında yaşanan dramatik dönüşümleri, 1974 Barış Harekatı’nın yarattığı değişimleri ve 1983’te KKTC kurulduktan sonraki ve günümüzde devam eden süreçleri ortaya koymaktadır.
YAŞANANLAR, İNSAN KISSALARIYLA AKTARILIYOR
1571 yılında Kıbrıs’ı fetheden Osmanlı Devleti, adanın idaresini 1878’de İngiltere’ye bırakır. Londra’nın adadaki Rum halkını kayırması ile başlayan süreç, Yunanistan’ın desteklediği Enosis fikrinin doğmasına neden olmuştur. Kıbrıs Türklerine karşı taarruzları ve bunlara karşı Türkiye Cumhuriyeti’nin takındığı hal ve Kıbrıs Türklerinin var olma uğraşları anlatan belgesel, yaşananların ayrıntılarını ve insan öykülerini içermektedir.